4 Kasım 2011 Cuma

Qamishli, Etnik Mekânın ve Keskin Sınırların Şehri.


 Mekânın birçok etnik gruplara ait olduğu zamanlar, mekân orda kesin sınırlara tanınmaya başlanıyor. Sokaklar, caddeler, binaların formları, kokular, evlerden gelen müzik sesleri, mekânların kendine ait barındırdığı yaşamları oluyor. Bir sokaktan buhur ve şarap kokusu geliyorsa bilin ki Süryani mahallesindesiniz. Yâda sokakta evlerin önünde yaşlılar oturuyorsa ve yabancı bir dilde trajik geçmişe ait hikâyeler dolaşıyorsa  Ermeni mahallesindesin demek. Yâda kendinizi bir anda çocuklarla dolu bir sokağın içinde bulduysanız ve pencerelerde bahar renginde perdeler asılıysa o zaman Kürtlerin arasındasınız demek. Biraz daha öteye gitmişseniz yüksek ve camlı binaların dışında kerpiç evlerin olduğunu fark edersiniz ve o sokaklarda erkeklerin beyaz ve kadınların siyah renge büründüğünü gördüyseniz  Arapların arasındasınız demek…


Bir kent düşünün ki herkese ait ama herkes içinde bir anlığına yabancı olabiliyor. Farklı etniklerden ve farklı inançlardan insanlar bir kenti sahipleniyor, ama kimse mekânın kendine ait olduğunu iddia etmiyor .




Qamishli, Suriye'nin kuzeyinde 1925 yılında kurulmuş. Suriye'nin Fransız sömürgesi olduğu dönemlerde şehrin kentsel planı Fransız şehir plancıları tarafından yapılmıştır. Girit sistemli bir ızgara planına sahip olan kent, merkezde ‘’cagcag’’ nehrinin etrafında konumlanmış yeşil Rekreasyon alanları ve çarşının yanı sıra devlet binaları konulmakta, kentin iki tarafında eşit şekilde konut alanları planlanmış. Kenttin etrafında Süryaniler ve Kürtler ağırlıkta yaşadığı için bazı yerleşim mahallerinde Katolik kiliseye bağlı kiliseler inşa ediliyor ve içinde Süryani ve Asuriler yerleşiyor, Kürtlerin olduğu yerleşim alanlarında ise camiler yapılıyor. Ermeniler ise Türkiye'den o yıllarda göç edenlerin kentin batısındaki Süryanilerin kaldığı yerleşim alanlarında yerleşiyorlar, ama zaman içinde kendi kiliseleri Ortodoks Kilisesine bağlı oluğu için kendilerine ait bir mahalleleri oluşuyor.  Araplar ise Baas partisinin bölgeyi Araplaştırma politikalarının sonucu bölgeye 1960'lı yılların da yerleştiriliyor ve daha çok yapılaşmaları gecekondu tarzında kente ekleniyor.